7 Mayıs 2011 Cumartesi

"Çılgın" Proje

Son birkaç aydır basında yazılıp çizilmekteydi Başbakan Erdoğan'ın ülkemiz için düşündüğü Çılgın Projeleri... Kendisi açıklayana kadar basında gözüken birkaç modelle dahi karşılaşmıştık. Ne olduğunu hala anlayamadığım, ne işe yarayacağını tam olarak çözemediğim ve gayet de çirkin bulduğum iki boğaz köprüsü arasındaki platform, "bi fikrim var" yarışmasına girse dereceye bile giremeyecek olan Boğaz köprüsü üzerinden teleferik, Dubai'den çakma Marmara'da yapay ada projesi vs, vs... Ancak Başbakan tarafından birşey henüz söylenmediği için ve bir Çılgın Proje beklentisi doğduğu için ben de umutlu bir şekilde "Çılgın" Proje'nin ne olduğunu beklemeye koyulmuştum. Kennedy'nin aya çıkma projesi gibi ülkenin ufkunu açacak "Çılgın" bir proje bekliyordum. Evet, Amerikalıların aya gerçekten çıkıp çıkmadıkları hala tartışmalıdır ancak bu hedefe ulaşma uğrunda Amerika teknolojisinde gözlenen ilerleme inkar edilemez sanırım. Evet, aya adım atmak bir Amerikan rüyasıydı, bir nevi onların Çılgın Projesi'ydi. Tamam, aya çıkmak veya ona benzer çapta birşey beklemiyordum belki ancak gerçekten "iyi" birşey beklemeye başlamıştım...

Neyseki beklentilerim daha da büyümeden "Çılgın" Proje'miz açıklandı. Karadeniz'le Marmara arasında kanal açılıp boğaz trafiği oradan idare edilecek, çıkan hafriyatla ise denize bir havaalanı ve bir de yapay ada kurulacaktı. Bu ikinci boğaz projesi, tarih derslerinde gördüğümüz kadarıyla Osmanlı döneminde de düşünülmüştü. Ancak Don ve Volga nehirlerini birleştirmek, Süveyş Kanalı'nı açmak gibi o dönemin diğer çılgın projeleri gibi gerçekleştirilememişti. Söylediğim gibi o dönemin çılgın projesi, asırlar sonra ısıtılarak önümüze "Çılgın" proje olarak konmuş ve yapacağız! denilmiştir. Çıkan hafriyatla ise Marmara'ya bir havaalanı ve bir de yapay ada. Projelerin getirisi götürüsünü, ülke için ne kadar gerekli olduğunu tartışmayacağım. Ancak sadece ve sadece bir hafriyat işi olan bu projeyi tutup da insanların önüne "Çılgın" diye koyarsanız, insanların değer yargılarında bir sapmaya sebep olursunuz. Geçen akşam televizyonda basketbol izliyorken, genelde futbol maçları anlatan spiker sürenin dolmasına yakın gelen 3'lük için "Muhteşem bir üçlük!!" demişti. Oysa ki üçlüğün muhteşemi, berbatı olmaz. Üçlük, üçlüktür. Aynen bu şekilde sadece büyük çapta bir hafriyat projesi olan bu projeyi "Çılgın" olarak nitelemek tuhaftır. Yapılamayacak bir proje değildir, sadece biraz büyük çaplı bir hafriyat olacaktır, biraz zaman alacaktır, biraz daha fazla kişi çalışacaktır... Mühendislik açısından dediğim gibi bir çılgınlığı yok. Bunun yanında bazı otoriteler özellikle de Marmara Denizi'ndeki ekosisteme zarar verebileceği görüşündeler bu çılgın projenin. Bunun sebebiyse boğazda çift taraflı akıntı varken (yüzeyde Karadeniz'den Marmara'ya, dipte Marmara'dan Karadeniz'e), bu çılgın kanalda tek taraflı akıntı olacağı. Umarım, bu iş için kollar sıvanıp kazmalar vurulmadan önce bu noktalara da bakılır. Yoksa bu proje gerçekten de "Çılgınlık" olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder